2 Mayıs 2010 Pazar

Bilinçaltı ırkçılığı

Naz Elmas: "Ben ilgi görmeyi alışık biriyim. Çünkü beyaz tenli olmak, size o şansı zaten baştan veriyor. Bu nedenle sanırım dünyanın en şanslı insanlarından biriyim."

Şimdi bir duralım. Sanıyorum oyuncu olan Naz Elmas -ki bu o kadarda önemli değil "masum" şekilde ırkçılık yapıyor. Ya da aklınca yapmıyor ama asıl önemlisi kendisiyle beraber,toplumun bu konulara bakışını çok iyi yansıtıyor. Ben ten rengi ırkçılığı bakımından Türkiye'yi(özellikle İzmiri) post modern 1900 Amerikasına benzetiyorum. Anlatılanlar,okuduklarım düşünsel alanda neredeyse aynı. Tamam daha sert şekilde tepkiler alabiliyorlardı Anglo-sakson ırkı dışındaki insanlar ama sonuçta bende "Post modern 1900" dedim. Günümüzde bu ırkçılık o kadar doğal ki insanların bu tip haberlere ya da sokakta gördükleri bu tip olaylara müdahale etmek aklına bile gelmiyor. Olaya zaten "Evet öyle, beyaz olmak çok güzel, siyah olmak bir handikap olmalı" gözüyle bakılıyor. Yani Naz Hanım o kadarda haksız değil öyle söylediği için. İnsan topluluğuna girince "Ah kızım sen ne kadar beyaz, güzelsin. Sen başkasın "muamelesi yapılırsa; kendiside o beyazlığıyla övünmeye başlar bir süre sonra. 

Ben kendi adıma ırksal sorunları bir saçmalık olarak görüyorum. İnsanların köpek cinsleri gibi ayrılmalarını anlamsız ve insan üst düzeyine hakaret olduğunu düşünüyorum. (Ya da insanın o kadarda insan olmadığına bir kanıt.) Sanırım İzmir'de Türkiye'deki sorunun çözümü "beyaz" Türklerin Avrupa'daki hümanist beyazlar gibi kendilerinin çıkıp "biz zaten üstün değiliz" demesinden ve bunu gerçekten uygulamasından geçiyor. 

Çünkü gerçekten aslında ırk diye bir şey yok, sadece yaşam ve ölüm var...


http://www.yeniasir.com.tr/Sarmasik/2010/04/29/ilgi_gormek_hosuma_gidiyor


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder